İthal Norveç somonunun omega 3 bakımından daha zengin olduğunu ima eden reklamların gerçeği yansıtmadığını yapılan analizlerle ortaya koyduklarını belirten Türk balıkçılar, "Vatandaşlarımız Türkiye'de üretilen ve yakalanan balıkları tercih etsinler. Dünyada satılan omega 3 haplarının kaynağı bile Türk balıklarıdır. Norveç somonun hiçbir üstünlüğü yok. Türk balıklarını alın, döviz de Türkiye'de kalsın" dedi.
Türkiye'deki balıkların omega 3 bakımından zengin olduğunu, en fazla omega 3'ün hamsi başta olmak üzere Türk balıklarında olduğunu bildiren Ege Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği Başkanı Sinan Kızıltan, Karadeniz'de somon üretiminin başladığını bildirdi.
"Norveç somonunun Türk balıklarına hiçbir üstünlüğü yok"
Türkiye'nin hem balık avcılığında hem de üretiminde Avrupa'nın en önde gelen üreticileri arasına girdiğini ve bu seneki ihracat rakamlarının 800 milyon dolar civarında olduğunu kaydeden Kızıltan, "Bizim son zamanlardaki rahatsızlığımızın en büyük nedeni, özellikle Norveç'ten ithal edilen çiftlik somonlarının sanki Türk balıklarından daha üstünmüş gibi, oradaki omega 3 daha fazlaymış gibi yalan ve yanıltıcı beyanlarda bulunulmasıdır. Bunun böyle olmadığını biz ortaya koyduk, üreticiler olarak yaptırdığımız analizlerde Türkiye'deki hem denizden yakalanan, hem de üretilen balıklarda omega 3 oranı Norveç somonundan daha fazla. Özellikle bizim hamsimiz, istavritimiz, barbunumuz, dil balığımız, levreğimiz, çipuramız hepsi omega 3 zengini balıklar ve bizim kendi balıklarımız hem sağlık hem lezzet açısından da dünyanın 85 ülkesine ihraç ediliyor. Biz bundan gurur duyuyoruz. Halkımızın da özellikle Türk balıklarını tercih etmesini ve Türk balıkçılığının kazanmasını istiyoruz. Çünkü çok meşakkatli bir iş, hem o fırtınalarda, denizlerin dalgalı olduğu zamanlarda yapılan bir avcılık var. Üretimi de keza öyle, bugün bir levrek balığı 24 ayda büyüyor. 24 ay boyunca siz gözünüz gibi bakıyorsunuz ve daha sonra Amerika'da, Almanya'da, Londra'da bir insanın tabağına gidiyor. Çok dikkatli ve özenli yapılan bir üretim. O yüzden biz Türk balıklarının tercih edilmesini istiyoruz. Bizim yaptığımız araştırmalarda da Norveç somonunun hiçbir şekilde Türk balıklarına bir üstünlüğü yok. Vatandaşlarımız Türkiye'de üretilen ve yakalanan balıkları mutlaka tercih etsinler" diye konuştu.
"Dünyada satılan omega 3 hapları Türk balıklarından yapılıyor"
Avrupa'da üretilerek dünyaya satılan omega 3 haplarında Türk balıklarının kullanıldığına dikkat çeken Sinan Kızıltan, "Karadeniz, Ege, Akdeniz hepsinde geçerli bu. Türkiye'nin 3 tarafı denizlerle çevrili. Denizlerimizdeki iyot oranı çok güzel, temizliği çok güzel. Avrupa'da böyle deniz yok, bizim denizlerimiz çok daha temiz ve bu yüzden de balıklarımız da çok sağlıklı. Mesela bugün Avrupa'da satılan omega 3 hapları var. Bunların kaynağı Karadeniz'den çıkan hamsi balığıdır. Hamsi balığını alıyor elin yabancısı, hap haline getiriyor ve bütün dünyaya omega 3 hapı diye satıyor. Demek ki en yüksek omega 3 içeriği hamside bulunuyor. Ama diğer balıklarımızın da hamsiden aşağı kalır yanı yok. Yani hamsideki protein oranı yüzde 73 ise diğerlerinde de yüzde 60-70 oranında bulunuyor. Dolayısıyla Türkiye'deki bütün balıklar Norveç'ten gelen çiftlik balıklarından mutlaka besin değeri olarak daha yüksektir" ifadelerini kullandı.
Norveç somonlarının sanki Türkiye'de denizlerden çıkmış gibi pazarlandığını belirten Kızıltan, vatandaşların ithal edilen somon balığına taleplerinin dövizin yurt dışına gitmesine sebep olduğunu dile getirdi.
"Norveç somonu 10 gün sonra tabağınıza geliyor"
Türkiye'de üretilen ve yakalanan balıkların omega 3 değeri olarak somondan aşağı olmadığını vurgulayan Sinan Kızıltan, şunları söyledi:
"Norveç'ten gelen balık orada hasat ediliyor, paketleniyor en az bir gün geçiyor. En az dört gün de yolda geçiyor, beşinci, altıncı gün Türkiye'ye geliyor. Daha sonra gümrüğe giriyor, analizleri yapılıyor. Daha sonra Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığından sertifikalarını alıyor ve Türkiye çapında dağıtımları yapılıyor. Türkiye'de bir vatandaşın tabağına somon balığın gelmesi minimum 6-7 günden başlıyor. Dağıtımına göre yedi, sekiz, dokuz hatta onuncu günde tüketilmeye başlıyor. Siz Türkiye'de onuncu gününde olan bir balığı hiçbir şekilde tüketmezsiniz. Ama balığın rengi kırmızı olduğu ve halka dilim olarak satıldığı, gözleri olmadığı ve solungaçlarını göremediğiniz için o şekilde satılan balığın bayat olduğunu anlayamıyorsunuz. Bu balıklar bazı reaksiyonlarla taze tutuluyor. Ama Türkiye'deki balıklar bir gün sonra vatandaşın marketine, sofrasına gelebiliyor. 2 gün sonra İstanbul'da, Ankara'da Erzurum'da, Kars'ta tüketilebiliyor. Bizim balıklarımız hem çok daha taze hem de çok daha besleyici. Bunu da vatandaşa söylemek zorundayız, taze balığı tüketerek sağlıklı balığı tüketsinler."
Türkiye'de balık tüketiminin çok fazla olmadığını ve gittikçe obezitenin yaygınlaşmaya başladığına dikkat çeken Kızıltan, menülerde haftada en az 2 gün balığın ızgara ya da buğulama olarak tüketilmesini söyledi.
Bakanlıkla Türk balığı için çalışma
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ile birlikte Türk balığının faydalarını ve sağlık açısından değerini anlatacak çalışmalar yapmak istediklerini kaydeden Kızıltan, "Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ile son zamanlardaki en büyük isteğimiz daha önce çipura, levrek gibi balıkların üretimine kilo başına bir destek veriliyordu. Bu Avrupa Birliğinin açtığı soruşturmalar neticesinde kesildi, çünkü haksız rekabet yaratıldığı düşünülüyordu ve bakanlık tarafından kaldırıldı. Ama şimdi desteğin üreticilerimize, tüketimi artıracak kampanyalar, yani halkımıza balığın faydalarını, ne kadar sağlıklı, ucuz olduğunu anlatacak kampanyalarla, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının sektörle beraber bu tanıtımı yapmasını istiyoruz" dedi. İzmir, Afyonkarahisar, Denizli, Muğla, Aydın, Uşak, Kütahya, Manisa, Balıkesir, Eskişehir, Isparta, Bursa, Yeni Vizyon Gazetesi,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.