TARIMDA EN BÜYÜK RİSK İKLİMSEL DEĞİŞİKLİK
İklimsel değişiklik riskinin dünyada birinci sıraya çıktığını dile getiren TARSİM Genel Müdürü Yusuf Satoğlu
20 Haziran 2016 Pazartesi 14:43
TARIMDA EN BÜYÜK RİSK İKLİMSEL DEĞİŞİKLİK
Geçen seneye göre TARSİM’in 14 Haziran 2015-2016 arasındaki prim üretimi artışının %42 olduğunu dile getiren TARSİM Genel Müdürü Yusuf Satoğlu, poliçe adetlerinde de ciddi artış olduğunu belirtti.
Sigortalanan alanlardaki artışın %8 olduğunu söyleyen Satoğlu konuyla ilgili şunları söyledi: “Bu yıl 6 ayda, 1 milyon 300 bin poliçeye ulaşmış durumdayız. Şu an Çiftçi Kayıt Sistemi’ne (ÇKS) kayıtlı yaklaşık 2.7 milyon tarım üreticisi var. TARSİM kullanmak için kayıtlı olmak gerekiyor. Bu da verilen desteklerle alakalı. Üreticinin desteklerden yararlanabilmesi için kayıtlı olması gerekiyor, TARSİM’de prim desteği olduğu için ÇKS’ye kayıtlı olmak gerekiyor. Geçen yıl sonunda %14’tü sigortalanma oranı, bu yıl %17-18 seviyelerine gelmesini bekliyoruz. Bu hiç fena bir oran değil, hatta çok iyi bir oran. Tarım sigortalarında 40 yıllık geçmişi olan İspanya’da bile bu oran %40 seviyelerinde. Biz bu oranları 10 yılda başardık.”
“DON VE DOLU HASARLARI AĞIRLIKLI”
Geçen sene ağırlıklı olarak don ve dolu hasarlarının gerçekleştiğini belirten Satoğlu, bu yıl dolu hasarlarının ağırlık kazandığını açıkladı. Adet olarak hasar taleplerinin bu yıl daha fazla olduğunu dile getiren Satoğlu konuyla ilgili şunları söyledi: “2015 yılında 201 bin ihbar sayısı vardı. Bu sayı bu yıl 260 bin. Diğer taraftan, hasarın miktarında ise düşüş var. Donun yarattığı hasar daha şiddetli oluyor. Dolunun hasarı daha kısmi. 2015 yılında 965 milyon lira prim topladık ve 750 milyon lira hasar ödedik. Bu yıl tahminlerimize göre 1.3 milyar lira prim üretimi olacak. Tabii, bu primlerin tamamını çiftçi ödemiyor. Devlet, hasara göre primlerin bir kısmını karşılıyor. Hasar tarafında ise tahminde bulunmak daha zor. 14 Haziran’a kadar, 1 milyar 96 milyon lira prim ürettik. Sigortalının ödediği tutar 503 milyon lira. 593 milyonunu ise devlet ödedi. En yüksek hasarları don ve doludan kaynaklı olarak hacimsel ve adetsel olarak Karadeniz, Giresun’da fındık ve Manisa’da üzümde aldık.
Sadece Manisa bölgesinde Ocak ayından itibaren 47 bin ihbar almışız. Giresun ve civarında da yaklaşık olarak 74 bin ihbar aldık. Yani toplam ihbarların neredeyse 150 bin’i bu iki bölgede. Ama mesela Malatya’da da var fakat Malatya’daki hasalar daha çok kısmi hasarlar. İhbarlara ilişkin de bütün hasar süreçlerini tamamlamış durumdayız. Yani büyük bir kısmının kesin ekspertizleri yapıldı. Kesin ekspertizleri yapıldı şu demek, artık hasatı bekliyoruz. Hasattan itibaren hasar ödemesi başlayacak. Büyük bir kısmını kesin ekspertizi yapıldı, bir kısmının da ön ekspertizi tamamlandı kesinleri yapılacak. Yani şu anda hasar süreçleri herhangi bir sıkıntı olmadan devam ediyor. Geçen yılın hasarlı olan bölgelerin hasarlarından dolayı üreticilerin ilgisi artıyor. Mesela, Manisa bölgesinde hasardan dolayı poliçe adetlerinde artış oldu. Ama Giresun bölgesinde de ciddi düşüş oldu. Çünkü 2014 yılı hasarlıydı, 2015 yılında poliçe adedi arttı. 2015 yılı hasarsız geçince 2016 yılında adetler düştü. Ancak, bu yıl meydana gelen yoğun hasarlardan dolayı, 2017 yılında poliçe adedinde artış bekliyoruz. Yani hasarlı geçen yılın artışlarda etkisi oluyor.”
“EĞİTİMLERİMİZİ YOĞUNLAŞTIRDIK”
Yusuf Satoğlu, “Bir diğeri de iletişim ve eğitim faaliyetlerine ağırlık verdik. Aracıların eğitimine, acentelerin, bankaların, şubelerin eğitimine yoğunlaştık. Mesela Ziraat Bankası’nın 3500 personeline eğitim verdik. Tarım Kredi’nin 1500’e yakın personeline, İş Bankası ve Denizbank gibi bankaların çalışanlarına eğitim verdik. Yıl içerisinde çiftçilerle birçok bölgede toplantılar yaptık. Çiftçilerle buluşma toplantıları yaptık. Sorularını alıp, sorunlarını dinledik ve cevapladık. Ürünleri anlattık. Bizde en büyük problem o. Üretici, ürün ile ilgili tam olarak bilgilendirilmeyebiliyor. Yani aracıdan, acentelerden üreticiye poliçe geçerken biraz orada bilgilendirme konusunda aksaklık oluyor. Bu da, hasar anında üretici açısından bir takım sorunlara yol açabiliyor. Onun için eğitimleri arttırdık.
7 tane temel ürünümüz var. Bunlardan birincisi Bitkisel Ürün Sigortası, en büyük ağırlık orada. Bitkisel Ürün Sigortası’ndan kastımız, tarla ürünleri, meyveler ve sebzelere yaptığımız dolu sigortası. İkincisi Sera, seralara da teminat veriyoruz. Seralarda sadece ürüne değil aynı zamanda seranın kendisine de teminat veriyoruz. Geri kalan 5 tane daha temel ürünümüz var, onlar da hayvancılıkla ilgili” açıklamasında bulundu.
“KURAKLIK SİGORTASINDA PİLOT ÇALIŞMALAR BAŞLIYOR”
Kuraklıkla ilgili çalışmaların devam ettiğini ifade eden Satoğlu, bu konu üzerinde detaylı bilimsel çalışmalar yaptıklarını dile getirdi. 2017 yılında pilot çalışmalara başlamayı planladıklarını açıklayan Satoğlu konuyla ilgili şunları söyledi:
“Tarımsal olarak 9 bölge var. O 9 bölgede tarımsal üretim, buğday üretimi en yüksek olan üç şehri seçiyoruz. O üç şehirden de en fazla buğday üretimi yapan ilçesini alıyoruz. Pilot çalışmayı sadece bir üründe yapacağız. Hedefimiz daha sonraki yıllarda uygun olan tüm tarla ürünlerinde ve tüm Türkiye genelinde bu çalışmayı yapmak. Ondan sonra da daha geniş ürünlerde kuraklık sigortası yapmayı hedefliyoruz. Böylelikle poliçe sayısında da artış olacak. Üreticiyle hasar anında yaşadığımız birçok sorunu da bu şekilde çözmüş olacağız.
Poliçe sayısı olarak baktığımızda en fazla Tekirdağ poliçe adedinde bir numara, sonra Konya ve Edirne geliyor. Toplam prime baktığımızda ise Manisa birinci, Malatya ikinci. Çünkü bedeller yüksek. Bir tarafta adet fazla ama prim daha düşük, öbür tarafta ise prim büyük adet düşük.
Yani bu biraz ürünün ekonomik değerine bağlı. Ürünün ekonomik değeri varsa yani ekonomik açıdan stratejik bir ürünse, fındık, kayısı ve üzüm gibi. Bunlarda sigortalanma oranları daha yüksek oluyor. Bölgesel olarak da riske açık bölgeyse buralarda da sigortalanma oranı daha yüksek oluyor.”
“EN BÜYÜK RİSK İKLİMSEL DEĞİŞİKLİK”
İklimsel değişiklik riskinin dünyada birinci sıraya çıktığını dile getiren Satoğlu şunları söyledi: “Önümüzdeki 10 yıllık süreçte dünyadaki en büyük risk, politik risklerin dahi önünde olan iklimsel değişiklik. Manisa’da üzüm hasarı olduğunda bir köye gittik. Orada bir amca bize 55 yıldır burada daha bir kere bile dolu ve don hasarı görmemiştik, bu sene ilk defa dolu ve donu aynı anda gördük dedi.”
“KÂR AMACIMIZ YOK”
Yusuf Satoğlu: “Her bölge riske açık. TARSİM ticari bir işletme değil, bizim kâr amacımız yok. Kanunda da bu belirtiliyor. Bizim hedefimiz sağlıklı sürdürülebilir bir sistemin devam etmesi. Sürdürülebilir Tarım Sigortaları Havuzu anlamında dünyada en iyi örneklerden bir tanesiyiz hatta birinciyiz. Özellikle son yıllarda sürdürülebilirlik anlamında temellerimiz tam oturdu” açıklamasına yer verdi.
“TARSİM’İ DÜNYAYA ANLATIYORUZ”
Satoğlu: “Son 5 ayda gittiğimiz Hindistan, Fas ve Uruguay’da TARSİM’i anlattık. Hatta Uruguay’daki toplantıya 17 Latin Amerika ülkesi katıldı ve hepsi de Türkiye’deki modelin başarısı ile yakından ilgilendi. Daha profesyonel anlamda danışmanlığı, ilk olarak Gürcistan’a vermeye başlıyoruz. Haftaya Azerbeycan’a anlatacağız” şeklinde konuştu.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.