SU YALITIMI, BİNALARIMIZIN DEPREME KARŞI GÜVENCESİ

Su Yalıtımı,  Binalarımızın Depreme Karşı Güvencesi  

Depremin ülkemiz için artık asla yok sayamayacağımız bir gerçek olduğunu ve son dönemde yaşadığımız üzücü yıkımlardan, yapıcı dersler çıkarmanın önemine dikkat çekmek için açıklama yapan Bitümlü Su Yalıtımı Üreticileri Derneği (BİTÜDER) Yönetim Kurulu Başkanı Kemal Çolakoğlu, yapıları suyun zararlı etkilerinden koruyan su yalıtımının inşaat aşamasındaki maliyetinin, toplam bina maliyetinin sadece yüzde 3’ü kadar olduğunu hatırlattı.

Su yalıtımı yeterli olmayan bina 10 yılda taşıma kapasitesinin yüzde 66’sını kaybediyor
Binaların temellerinde ve çatılarında, yer altı suyu, yağmur, kar gibi herhangi bir yoldan yapılara sızan su, donarak veya kimyasal tepkimelere girerek, donatının özelliğini yitirmesine ve korozyona, yani paslanmaya neden oluyor. Oluşan korozyon ise yapıların taşıyıcı sisteminin çürümesine ve zamanla zayıflamasına sebep oluyor. Binalarda su yalıtımı, doğru ve kaliteli malzemelerle yapılmazsa, standartlara uygun ürün ve uygulama kalitesine dikkat edilmezse, 10 yıl sonra donatı, belli koşullarda başlangıçtaki taşıma kapasitesinin, yaklaşık olarak yüzde 66’sını korozyon nedeniyle kaybediyor. 1999 Depremi sonrası resmi makamlar tarafından İstanbul’da incelenen yaklaşık 56 bin hasarlı konut ve işyerinin yüzde 64’ünde korozyon tespit edildi. Oysa su yalıtımı, binaları suyun zararlı etkilerinden koruyarak, ömrü boyunca bina taşıyıcı sisteminin güçlü kalmasını sağlıyor. Bu gerçekler gösteriyor ki yeni binalarda geçmişteki hataları tekrarlamadan sağlıklı güvenli yapılara kavuşmak mümkün.

“Kentsel Dönüşüm” sorununun çözümü için doğru anlaşılmalıdır. 
BİTÜDER Yönetim Kurulu Başkanı Kemal Çolakoğlu, Kentsel Dönüşüm’ün riskli yapıların yenilenmesi, can ve mal güvenliğinin sağlanması amacı ile başlatıldığını hatırlattı.  Bu süreçte “Binalarda Su Yalıtımı” için seçilen malzemelerin standartlara uygunluğu, doğru detayda doğru malzeme seçimi ve yeterlilik belgesine sahip ustalarca yapılan sağlıklı uygulamalar ancak su yalıtımı ile ilgili istenilen sonucu verir. Bilinç eksikliğinden dolayı standart dışı ürünlerin kullanımı  ne yazık ki kötü sonuçlara yol açıyor. Su yalıtımı uygulamasının teknik bilgi gerektiren bir konu olduğunu belirten Çolakoğlu, yapıları suyun zararlı etkilerinden koruyan su yalıtımı ile ilgili mevzuat çalışmalarının tamamlanarak, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından geçtiğimiz yıl ‘Binalarda Su Yalıtımı Yönetmeliği’nin yayımlanmış ve yürürlüğe girmiş olması sektörümüz için fevkalade olumlu bir gelişme olduğunu hatırlattı. Kentsel dönüşüm ile yenilenen binalarda daha önceki hataların tekrarlanmaması için tüm sektör profesyonellerinin tüm detaylarda mevcut mevzuatlara daha dikkatli ve titiz uymaları gerektiğini vurguladı. 

Depremde ayakta kalacak güvenli binalar inşa etmek istiyorsak sağlıklı su yalıtımı uygulamasına dikkat !!!
Unutmayalım ki mühendislik hesapları ile her türlü zemin durumuna, yeraltı ve yerüstü su kaynaklarının seviyesine göre, hesaplamalar yapılarak, yönetmeliklerde belirtilen şartlarda her türlü tasarımda binayı, sağlıklı,  güvenli ve uzun ömürlü yapıları oluşturmak mümkün. Sağlıklı su yalıtımı uygulamaları ile donatılmış bir binanın taşıyıcı sistemi de bina ömrünce korunuyor. Standart dışı ürünlerin kullanımını engelleyerek, CE gibi uluslararası kalite kriterlerine uygun malzemelerle ve doğru işçiliklerle, bilinçli uygulamalarla, binalarımızı suyun zararlı etkilerinden ve korozyondan koruma altına almış olacağız.  

Özet olarak, bitümlü su yalıtımı örtüsü seçerken de mutlaka Ulusal ve Uluslararası Standartlara Uygunluk Belgesi (CE Güvencesi) bulunan kaliteli ürünleri tercih etmek ve işin uzmanlarına uygulama yaptırmak gerektiğini vurgulayan Çolakoğlu, BİTÜDER olarak, yeni binaların, Su Yalıtımı uygulamalarında  hem ürün kalitesi hem de uygulama kalitesi açısından bina ömrünü uzatacak, yapı güvenliğine destek olacak şekilde yapılması için Bitüder’in, her türlü  kurum ve kuruluşların,  firmaların, karar vericilerin ve hatta kullanıcıların, bilgilendirme ve bilinçlendirme taleplerini karşılamanın dernek faaliyetlerinin öncelikli amacı olduğunu da belirtti.