25 Kasım 2024
  • İstanbul5°C
  • Ankara-1°C
  • İzmir7°C
  • Manisa7°C
  • Denizli4°C
  • Antalya8°C

DOĞUDAN BATIYA GÖÇÜ AZALTACAĞIZ

Başbakan Binali Yıldırım, "Özelikle terörün yoğun bir şekilde milletimizin canını sıktığı, rahatsız ettiği bölgeleri bir yandan terörden temizlenmiş güvenli hale getirirken bir yandan da geciken yatırımları başlatmak ve böylece doğudan batıya göçü azaltma

Doğudan Batıya Göçü Azaltacağız

25 Ocak 2017 Çarşamba 09:39

Başbakan Binali Yıldırım, "Özelikle terörün yoğun bir şekilde milletimizin canını sıktığı, rahatsız ettiği bölgeleri bir yandan terörden temizlenmiş güvenli hale getirirken bir yandan da geciken yatırımları başlatmak ve böylece doğudan batıya göçü azaltmak birinci hedef. İkinci hedef bölgedeki kalkınmayla ilgili açığı ortadan kaldırmak. Aslında belirlediğimiz bu 23 ile yapılacak yatırım bir anlamda Türkiye'nin tamamına yapılan yatırım anlamına geliyor." dedi.

Yıldırım, Çankaya Köşkü'nde gerçekleştirilen Cazibe Merkezleri Programı Başlangıç Lansmanı'nda yaptığı konuşmada, dünyada özellikle Türkiye'nin içinde bulunduğu bölgenin sıkıntılı bir dönemden geçtiğini, ülkelerin ekonomik ve siyasi krizlerle mücadele ettikleri bugünlerde bazı ekonomilerin hızla büyürken bazılarının da kan kaybettiğini gördüklerini söyledi.

Birçok ülke bütçe açıklarıyla ekonomik daralmayla borçların finansmanıyla uğraşırken Türkiye'nin genç ve dinamik iş gücüyle büyüme oranlarıyla kalkınmasını emin adımlarla sürdürdüğünü ifade eden Yıldırım, Türkiye'nin bölgede en büyük büyüme oranına sahip ülkelerden biri olduğunu, kalkınmasını, gelişmesini devam ettirdiğini belirtti.

Yıldırım, Türkiye ekonomisinin iç ve dış tehditlere karşı ne kadar dayanıklı, temellerinin ne kadar sağlam olduğunu gördüklerini, küresel krizlere rağmen yüksek büyüme oranıyla ne kadar dinamik bir ekonomiye sahip olduklarını cümle alemin gördüğünü ifade etti.

Dünyada ekonomik belirsizliğin devam ettiği bu dönemde hem mali disiplini koruduklarını hem de yatırım yapılabilir ortamı sürdürdüklerini anlatan Yıldırım, "Bütün vatandaşlarımızın huzuru ve refahı için ekmeğimizi, aşımızı büyütürken güvenliğimiz için bölgesel adaleti sağlamak da daima önemli hedeflerimiz arasında yer aldı. Bütün politikalarımızı belirlerken ülkemizin kuzeyini güneyinden, doğusunu batısından ayrı tutmadık. 79 milyon vatandaşımız, 81 vilayetimiz hep bir olduk, bütün olduk. Toplumun bütün kesimleri için gelir adaletini sağlama yolunda önemli adımlar attık, bölgeler arası eşitsizliği büyük ölçüde azalttık. Hem demokratik hem de ekonomik istikrarı sürdürmek için çalışmalarımıza hız kesmeden devam ediyoruz." diye konuştu.

Yıldırım, son derece gerçekçi uygulamalarla, Türkiye'nin imkan ve kaynaklarını en verimli şekilde kullanarak ülkeyi mamur kılmaya, vatandaşı mutlu etmeye çalıştıklarını dile getirdi.

Türkiye'nin doğu ve güneydoğu bölgelerini yatırımcılara daha cazip hale getirmek için yeni bir destek ve teşvik programı başlattıklarını hatırlatan Yıldırım, şunları söyledi: "Türkiye'nin topyekun ekonomisi büyürken bir yandan da bütün bölgelerimizin potansiyelinden en üst düzeyde yararlanmayı hedefliyoruz. Bugün ekonomimize yeni bir ivme kazandıracak Cazibe Merkezleri Programı'nda gelinen son aşamayı sizlerle paylaşmak istiyorum. Aslında bu program, 65. hükümet iş başında geldikten sonra Temmuz ayı sonlarında gerçekleştirdiğimiz Ekonomi Koordinasyon Kurulu toplantısında belirlendi. Programın amacı şu: Özelikle terörün yoğun bir şekilde milletimizin canını sıktığı, rahatsız ettiği bölgeleri bir yandan terörden temizlenmiş güvenli hale getirirken bir yandan da geciken yatırımları başlatmak ve böylece doğudan batıya göçü azaltmak birinci hedef. İkinci hedef bölgedeki kalkınmayla ilgili açığı ortadan kaldırmak. Aslında belirlediğimiz bu 23 ile yapılacak yatırım bir anlamda Türkiye'nin tamamına yapılan yatırım anlamına geliyor. Buralara yatırım yaparsak o zaman doğudan batıya göç azalacak, bölgesel kalkınma sayesinde doğu batı arasındaki refah farkı da tamamen giderilecek, terörün ana istismar konularından biri olan bir alan da böylece ortadan kaldırılmış olacak."

Yıldırım, 4 Eylül 2016'da programı Diyarbakır'da ilan ettiklerini, daha sonra 11 Ekim 2016'da bölgenin paydaşlarıyla programı paylaşmaya başladıklarını, programın 13 Ekim, 16 Ekim, 5 Kasım ve 11 Kasım 2016 tarihlerinde yapılan toplantılarda, bölgeyle ilgili bakanlar, milletvekilleri ve sivil toplum örgütlerince enine boyuna konuşulduğunu dile getirdi.

Programın 22 Kasım 2016 tarihli Resmi Gazete'de ilan edildiğini, Türkiye Kalkınma Bankasının da bu program için görevlendirildiğini ifade eden Yıldırım, şunları kaydetti: "11 Ocak 2017 tarihli Resmi Gazete'de, bütün programın içeriği, hangi şekilde destekleneceğine dair Bakanlar Kurulu kararını aldık. Yatırımcıların programa ilişkin düzeylerini anlamak için ön talep toplama süreci de 28 Kasım-11 Ocak tarihleri arasında gerçekleşti. Ön taleplere bakınca durum gayet güzel. 23 il için müracaat sayısı bin 200. Toplam yatırım tutarı 19 milyar 600 milyon. Öngörülen istihdam 112 bin 400. Şu ana kadar ön talep toplamada teklifler bu düzeyde. Bunların dökümüne gelirsek, üretim ve imalatla ilgili olanları yaklaşık 13 milyar. Diğer kısmı da hizmet sektörüyle ilgili talepler. Görüldüğü gibi gayet yoğun, güzel bir ilgi var. Dolayısıyla bugün itibarıyla resmen, daha fazla toplantı yok, program başlıyor. Bugünkü toplantının amacı artık uygulamanın başladığını ilan etmektir. Hayırlı, uğurlu olsun."

Programın detaylarına ilişkin bilgi veren Yıldırım, "Esas itibarıyla iki şekilde anlatabiliriz; bir, üretime destek var, iki, hizmet sektöründe faaliyet gösteren özellikle çağrı ve veri merkezi kurulması, bu iki hizmet sektörüne ayrıcalıklı destek var." ifadesini kullandı.

Yatırım yapanlara ücretsiz danışmanlık hizmeti verileceğine işaret eden Yıldırım, iyi bir fizibilitenin başarılı bir yatırım için olmazsa olmaz olduğunu, bu doğrultuda fizibilite hazırlanması ve gerekli ön projelerin yapılması için istenen danışmanlık hizmetinin bedelini devletin karşılayacağını bildirdi.

Başbakan Yıldırım, yatırım için yer de vereceklerini, bunun organize sanayi bölgesi içinde ya da dışında olabileceğini ancak tercihlerinin organize sanayi bölgesi içinde bulunması yönünde olduğunu dile getirdi.

"YATIRIM İÇİN SIFIR FAİZLİ YATIRIM KREDİSİ VERİLECEK"

Fabrika ve bina yapımına da destek vereceklerine dikkati çeken Yıldırım, şöyle devam etti:

"Yatırım için sıfır faizli yatırım kredisi verilecek, faiz oranı indirilmiş işletme kredisi verilecek. Diyelim ki faiz oranı 10'sa yarısını devlet karşılayacak, KOBİ'lere uygulanan sistem gibi. Üretim tesislerini büyütmek, yenilemek, işini geliştirmek isteyenlere de ayrıca destek verilecek. Çağrı merkezi kurmak isteyenlere yatırım desteği verilecek, veri merkezi kurmak isteyenlere de yatırım desteği verilecek.

Bu 23 ilden herhangi birinde üretim yapacaksınız, bir fabrika kuracaksınız. Bu fabrikayı kurarken sağlanan yatırımlardan yararlanmak için yatırım tutarı asgari 2 milyon lira olacak, eski parayla 2 trilyon ve en az 30 kişiye iş sağlayacağınızı garanti edeceksiniz. '2 milyonluk bir yatırım yapacağım, 30 kişi çalıştıracağım' dediğiniz zaman yatırımdan, bu teşviklerden yararlanmaya hak kazanacaksınız. Bunlar asgari sınırlar, daha fazlasına bir mani hal yok. Eğer hizmet sektöründe çağrı merkezi açacaksanız en az 200 kişiye iş sağlayacağınızı taahhüt edeceksiniz ve bu 200 kişiyle hizmet sözleşmesini yaptığınızı ibraz edeceksiniz."

Bilgilerin depolanması konusunda eskiden arşivlerin kullanıldığını hatırlatan Başbakan Yıldırım, şu görüşlere yer verdi: "Arşivlerin elli katı, yüz katı, bin katı kadar bilgiyi şöyle avuç içi kadar bir kutunun içerisine koyuyorsunuz. 5 bin metrekarelik bir temiz alan, beyaz alan, böyle tanımlanıyor, bunu taahhüt edecek ve bu şekilde bir veri merkezi kuranlar bu destekten yararlanacaktır. Desteklerde öz kaynak yüzde 30, kredi yüzde 70. Cebinden 30 lirayı sen koyacaksın, devlet de 70 lirasını verecek. Hepsini vermiyoruz. Herkes elini taşın altına koyacak. Başkası verirse haydan gelen huya gider, o iş bir işe yaramaz. O yüzden biraz kendi cebinden de para koyacaksın, 30 lira sen koyacaksın 70 lira da devlet koyacak. Organize sanayi bölgesi parselleri, büyükşehirlerde yatırım izleme ve koordinasyon başkanlıklarına, diğer şehirlerde ise il özel idarelerine devredilecek ve bu fabrika binaları, fizibiliteye uygun olarak tahsis edilecek, yapımı yatırımcı tarafından gerçekleştirilecek."

Başbakan Yıldırım, bina inşaatlarının 20 bin metrekare veya 10 milyon lira bedelli olmasının öngörüldüğünü, bunun, 20 bin metrekareye kadar binaların destekleneceği anlamına geldiğini bildirdi.

Yıldırım, bu sözlerinin ardından Kalkınma Bakanı Lütfi Elvan'a seslenerek, "20 binden fazla olunca desteklemiyor muyuz Lütfi Bey, 20 bin metrekare değil de 50 bin metrekare yaparsa?" diye sordu.

Elvan'ın cevabının ardından Yıldırım, şunları kaydetti: "Daha fazla yatırım, daha fazla destek olması lazım. Neyse siz şimdi 20 binden başlayın bakalım, ikinci 20 bini de ikinci desteğe dahil edelim. İlk 20 binin farkını söyleyelim, ilk 20 bin metrekaresi bizden, devlet yaptırıyor, para pul yok. Diğer kısmına kredi alabiliyorsunuz. İlk 20 bin metrekare kapalı alan bedelini tamamen devlet karşılıyor, 5 kuruş cebinizden para çıkmayacak, onun üzerindekilerde de faizsiz kredi var. Bedel ne? 10 milyon veya metrekare değil de 10 milyona kadar olan kısmını devlet karşılıyor. 10 milyonluk sabit yatırım, fabrika binası yatırımı. Daha sonra 15 yıl boyunca burada yatırım, imalat yaptıktan sonra isterseniz size sembolik bir bedelle devredilecek fabrika. Devletin yaptığı o yatırımı 15 yıl kullanacaksınız, çok sembolik bir kira vereceksiniz, daha sonra da tamamen mülkiyetini devralacaksınız. Ne güzel iş, biz de mi yapsak?"

OSB'lerde yatırıma uygun arsa yoksa, o zaman hazinenin arazilerinden uygun arsa verileceğini kaydeden Başbakan Yıldırım, “Diyelim ki büyük ölçekli organize sanayi dolu, arsa yok, yeni organize sanayi yapacak yer de yok, hazinenin elindeki arazilerden fabrika olmaya, şehrin imar planına uygun araziler bulunup, yatırımcıya tahsis edilecek. Ayrıca büyük yatırımlar, organize sanayi bölgeleri dışında özel desteklenecek. 100 milyon ve üzerindeki yatırımlara özel desteğimiz var" diye konuştu.

Tekil, bölgesel, birkaç şehre hitap eden ve birçok insana doğrudan, dolaylı iş, aş temin eden yatırımların ayrıca desteklendiğini ifade eden Yıldırım, burada da yatırım şartının 100 milyon lira ve üzerinde olduğunu belirtti.

Arsa tahsisi ve bina yapımının tamamlanmasının ardından, yatırımcının makine alması gerektiğini vurgulayan Başbakan Yıldırım, bunun da sermayesini karşıladıklarını kaydetti.

"YERLİ ÜRETİMİ TEŞVİK EDİYORUZ"

Bunun yerli kaynaklardan temin edilmesi halinde kredi şartlarının değiştiğine işaret eden Yıldırım,  şunları söyledi: "Kredi 2 yıl ödemesiz 6 yıl, bu ithal ederseniz, alırsanız. Dışarıdan makine, ekipman aldınız, yatırım için kredi 2 yıl ödemesiz toplam 6 yıl olacak, sıfır faizli olacak. Eğer yerli makine, teçhizat alırsanız burada ödemesiz dönemi 3 yıla, toplam süreyi de 10 yıla çıkarıyoruz, yerli üretimi teşvik ediyoruz."

Böylece yerli sanayiye de pozitif bir ayrımcılık yapılacağını aktaran Başbakan Yıldırım, bu tür desteklerin mevcut işini büyütmek isteyenlere de verileceğini, yatırımın yüzde 30'unun öz kaynaktan karşılanma şartının burada da devam ettiğini ve faizin sıfır olduğunu vurguladı.

"İşletme kredisi" hakkında da bilgi veren Yıldırım, konuşmasına şöyle devam etti: "İşletmenin önce harekete geçmesi için can suyu lazım, para lazım. Onu da unutmadık burada da düşük faizli işletme kredisi vereceğiz. Kredi 4 yıl vadeli olacak. İlk yılı ödemesiz, bir yıl para yok. İkinci, üçüncü, dördüncü yıl geri ödemeli olacak ve düşük faizli olacak. Düşük faizden kastımız cari faizin yarısı. Tam bir destek. Burada da üretim faaliyetlerinin yerli makine, teçhizatla yapılması durumunda bu işletme kredisinin de vadesini uzun tutuyoruz. Fabrikayı kurarken yerli üretimden yararlanınca, kredi süresi uzun.Yetmedi, işletme döneminde de bu fabrikalara iki yıl ödemesiz 5 yıl işletme kredisi veriyoruz. Burada da bir pozitif ayrımcılık yapıyoruz."

Amaçlarının "Yerli imalatı desteklemek" olduğunu anlatan Başbakan Yıldırım, "Böylece Batı'da Orta Anadolu'da üretilen makine, teçhizatlar onlar da teşvik edilmiş oluyor. Aslında bu 23 ili kapsayan teşvik programı, bütün Türkiye'nin imalat sektörünü destekleme anlamına geliyor. Oradaki imalatları destekleyerek, Doğu'da yatırım yapılmasının önünü açıyoruz. Bir de yatırımını Doğu'da büyütmek isteyenler, diyelim ki Batı'da yatırımı var, benzerini Doğu'da da yapmak istiyor. Bir kısmını Doğu'ya, Güneydoğu'ya kaydırmak istiyor, onlara da özel destekler vereceğiz. Taşıma destekleri ve lojistik destekleri." diye konuştu.

"ELEKTRİĞİN YÜZDE 30'UNU DEVLET KARŞILAYACAK"

Çağrı ve veri merkezleri desteklerini de açıklayan Başbakan Yıldırım, "Çağrı ve veri merkezlerinde, öncelikle müsait kamu binalarını tahsis edeceğiz. Ayrıca iletişim altyapısı devlet tarafından yapılacak, kuruluş aşamasında personelin eğitilmesi için kişi başına 2 bin 500 lira destek vereceğiz. Veri merkezlerinde de kullanılan elektriğin yüzde 30'unu devlet karşılayacak." değerlendirmesinde bulundu.

Veri merkezlerindeki en büyük giderin "enerji" maliyeti olduğuna dikkati çeken Yıldırım, elektrik ihtiyacının biraz daha artırılması gerektiğini bildirdi.

 Başbakan Binali Yıldırım, bu miktarın bir dahaki sefere "50-50" olmasını isteyerek, "Zaten Bakanlar Kurulu bu desteklerin miktarını değiştirmeye yetkili, ilave bir mevzuata gerek yok. Dolayısıyla buradaki desteklerin oranlarıyla da değiştirme şansımız var." dedi.

"HİÇ ZAMAN KAYBOLMADAN VATANDAŞ İŞİNE, GÜCÜNE BAKACAK"

Başbakan Yıldırım, vatandaşların teşvik ve destek kredilerinden nasıl yararlanacağına ilişkin de bilgi verdi.

Vatandaşların illerdeki Kalkınma Ajansına bağlı Yatırım Destek Ofislerine veya Kalkınma Bankası'na müracaat edeceklerini, paranın verileceği yerin Kalkınma Bankası olduğunu aktaran Yıldırım, "Kalkınma Bankası'na, bu işe gerekli olan kaynak, finansman ayrılmıştır. Dolayısıyla projeler buraya verilecek, burada hemen incelenip, projenin hangi desteklerden, hangi oranlarda yararlanacağına karar verilecek, hiç zaman kaybolmadan vatandaş işine, gücüne bakacak." değerlendirmesini yaptı.

Teşvik ve desteklerin koordinasyonunu Kalkınma Bakanlığının sağlayacağını vurgulalayan Yıldırım, cazibe merkezlerinin kurulmasında birçok bakanlığın çalışmaları ve emeği olduğunu, Başbakan Yardımcıları Nurettin Canikli ile Mehmet Şimşek, Maliye Bakanı, Gümrük ve Ticaret Bakanı, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı, Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı, Sağlık Bakanı'nın bölgeyle doğrudan ilgili bulunduğunu ve bölgeleri onlara zimmetlediklerini, bakanların çalışmaları takip edeceklerini, nerede, ne aksaklık varsa bunların giderilmesi için çalışacaklarını kaydetti.

Bunu iyi bir program olarak değerlendiren Başbakan Binali Yıldırım, kendi görevinin de işlerin doğru dürüst yapılıp, yapılmadığını takip etmek olduğunu bildirdi.

Yıldırım, "Arkadaşlar uygulayacak, bir aksaklık varsa onu da gidermek benim boynumun borcudur. Burada milletimizin huzurunda söz veriyoruz. Verdiğimiz sözün eksiksiz yerine getirilmesi de bizim boynumuzun borcudur, hayırlı olsun." dedi.

"NEREDE SORUN VARSA, BU SORUNLARI BİZE İLETECEKSİNİZ"

Programa milletvekillerin, rektörlerin, sanayi ve ticaret odalarının, valilerin, belediye başkanlarının katıldığını aktaran Yıldırım, "Bu programla ilgili doğrudan dolaylı herkes var. Sonra biz duymadık, bilmiyoruz falan mazeret istemiyorum. Programı sağır sultan duydu, siz 'duymadım' derseniz, üzülürüm, herkes duydu, herkes takip edecek. Nerede iş aksıyorsa, nerede sorun varsa, bu sorunları bize ileteceksiniz, ilgili valilerimize, olmadı bakanlıklarımıza, olmadı bize. Zaman kaybetmeye tahammülümüz yok, bu işin mutlaka bir an önce başlaması lazım." diye konuştu.

Terörle mücadelede de ciddi mesafeler alındığına dikkati çeken Yıldırım, sözlerine şöyle devam etti: "Yavaş yavaş iş hayatının canlanması, hayatın normalleşmesi, yatırımların hızlanmasına bağlı, istihdamın geliştirilmesine bağlı. Bugün için bu ortamlar mevcut, Allah'a şükür terörle ilgili kırsalda, şehirlerde mücadele tam kapasite devam ediyor. Bundan sonra daha da güzel olacak, dolayısıyla yatırım ortamı için her şey hazır. Para hazır, imkanlar hazır, her şey hazır, bundan sonra iş yatırımcılarımıza düşüyor. Bizden size destek vermek, işi yapacak olan sizlersiniz. Uygun olan iş, aş sağlayan projelere gözümüz kapalı destek vereceğiz. 'Burada bir para dağıtılıyor, geleyim buradan 3-5 kuruş para alayım' diye düşünüyorsanız, hiç yanaşmayın. Gerçekten yatırım yapacak olana para var. Elini taşın altına koyup üretecek, ürettiğini değerlendirecek, insanlara aş ve iş sağlayacak olanlarla işimiz olur. Diğerleriyle işimiz olmaz. Bunun da bilinmesinde fayda var."

Başbakan Yıldırım, konuşmasını programın ülkeye, vatandaşlara hayırlı olmasını dileyerek sonlandırdı.

Başbakan Yıldırım, toplantının basın kapalı devam eden bölümünde, cazibe merkezi ilan edilen 23 ilin valileri, milletvekilleri, belediye başkanları ve sivil toplum kuruluşu başkanlarının taleplerini dinledi, sorularını cevapladı.

Toplantıya, Başbakan Yardımcıları Nurettin Canikli, Mehmet Şimşek, Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik, Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci, Maliye Bakanı Naci Ağbal, Kalkınma Bakanı Lütfi Elvan, Sağlık Bakanı Recep Akdağ, Ulaştırma Bakanı Ahmet Arslan, AK Parti Genel Başkan Yardımcıları Cevdet Yılmaz, Vedat Demiröz, Yasin Aktay, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, Türkiye Esnaf ve Sanatkarlar Konfederasyonu Başkanı Bendevi Palandöken ve çok sayıda sivil toplum kuruluşu yöneticisi katıldı. // EGE BASIN GRUBU

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.