21 Kasım 2024
  • İstanbul7°C
  • Ankara13°C
  • İzmir18°C
  • Manisa17°C
  • Denizli18°C
  • Antalya14°C

ANASTASİADİS'TEN GENE AYNI TERANE

Ata ATUN

09 Şubat 2018 Cuma 09:14

ANASTASİADİS'TEN GENE AYNI TERANE

Prof. Dr. Ata ATUN / Yeni Vizyon Gazetesi

Güney Kıbrıs’ta Başkanlık seçimini tekrardan kazanan Anastasiadis, müzakereleri dinamitlemek için gene aynı iddialara başladı, hem de bizleri aptal ve ahmak yerine koyarak.

“Bir tarafın güvenliği diğer taraf için tehdit teşkil etmemeli” diyen ve “Türkiye’nin garantörlük ve müdahale hakları ile bir miktar Türk askerinin kalıcı varlığı Kıbrıs Rum toplumu için kesinlikle bir tehdittir” ifadesini kullanan Anastasiadis, bunamaya başlamış olmalı ki geçmişi unutmuş gözüküyor.

1963-1974 arasında nüfus çoğunluğuna ve devlet olmaya sırtlarını dayayarak Kıbrıs adasını, Kıbrıslı Türkler için Cehenneme çevirdiklerini, Kıbrıslı Türklere soykırım uyguladıklarını unutmuş anlaşılan.

1974 Barış Harekatından sonra, Türk Silahlı Kuvvetlerinin adadaki varlığı nedeni ile bir türlü Kıbrıslı Türklere saldıramadıkları ve adayı Kıbrıslı Türklerden temizleyip, 1791 tarihinde ortaya attıkları Megali İdea’yı yani Büyük Helen Krallığını kurmak yolunda Kıbrıslı Rumların üzerine düşeni, adada TSK’nın varlığı nedeni ile gerçekleştiremedikleri için kafayı Türk Askerinin adadan gitmesine ve Türkiye’nin Garantörlüğüne takmış durumda. İllaki Türk Askeri gidecek ve Türkiye’nin Garantörlüğü kalkacak ki, uygun bir politik ortamda, KKTC’nin varlığına son versinler, Kıbrıslı Türkleri azınlık konumundaki vatandaş seviyesine indirgesinler, adanın mutlak hakimi olsunlar ve zamanı gelince de adayı Yunanistan’a ilhak etsinler.

Çok değil daha 3 gün evvel, 6 Şubat 1964 tarihinde savunmasız küçük bir Türk köyü olan Arpalık’a saldırdıktan sonra şehit ettikleri kardeşlerimizi andık ve ruhlarını şad ettik.

Niye 6 Şubat 1964 günü Arpalık’a saldırmışlardı ben hala çözebilmiş değilim. Akıncılar köyünün yaklaşık 1.5-2 km. güney batısında yer alan küçük bir Türk köyü idi Arpalık ve Rumlara hiçbir şekilde tehdit oluşturmamaktaydı. Düzenli bir ordu, yep yeni silahlar ve her tür askeri olanaklarla saldırdılar bu küçük Türk köyüne.  Bütün köyde sadece 3-5 tane av tüfeği bulunmaktaydı. Şahadete eren kardeşlerimiz, köyün erkeklerinin tümü şehit edilene kadar çarpıştılar. Bence en önemlisi de elinde sapanı ile Rumlara taş atan daha Ortaokula yeni başlamış masum bir evladımızı bile, üzerine onlarca kurşun sıkarak öldürmekten çekinmemeleri idi Rumların. Ama Kıbrıslı Türkleri, Rumların her tür canice saldırısından koruyacak TSK o günlerde adada fiilen bu günkü gibi bulunabilseydi, asla saldıramazlardı Arpalık köyüne gözü dönmüş Rum caniler.

Aramızdaki Rum hayranlarına ve Grekofillere sesleniyorum. Geçin Metehan’dan, Ledra Palas veya da Lokmacı kapısından Rum tarafına ve 20 dakikalık bir sürüşle gidin Arpalık köyüne ve gözlerinizle görün köyün bu günkü durumunu. Sanki de zaman 7 Şubat 1964’de durmuş gibi hala. Günümüze kadar, aynen 7 Şubat’ta Kıbrıslı Türkler tarafından terk edildiği halde kalmış Arpalık köyü. Evlerin büyük bir kısmı kerpiçten yapılmaydı o dönemde, 2 katlı olanlar da dahil. Ama hepsi de 6 Şubat 1964 günkü saldırıdan sonra Rumlar tarafından yakılıp yıkıldıkları ve tahrip edildikleri halde. Yollar toprak, elektrik ve su yok. Zaten hiçbir Türk köyünde yol, su ve elektrik yoktu o dönemde, yanı başlarındaki Rum köylerinde hepsi da varken.

İyi ki Türkiye’nin Garantörlüğü var ve TSK adamızda, yanı başımızda.

Türkiye’nin Garantörlüğü ve TSK olmasaydı, bu gün tüm Türk köyleri aynı halde olacaktı. Kıbrıslı Türkler evlerinden ve topraklarından kovulmuş, yerlerine de 15 Mayıs 1919’dan sonra Karadeniz kıyılarındaki şehirlerimize Rum nüfusunun artması için Yunanistan tarafından gönderilmiş ve Kurtuluş Savaşından sonra Rusya’ya kaçmış, adları da “Pontus’lu Rumlar” olan çakma Pontuslular yerleştirilecekti aynen günümüzde sayıları 40 bini aşmış çakma Pontuslu Rumların Baf’taki Türk köylerine yerleştirildikleri gibi….

Ya böyle işte Anastasiadis efendi.

Sen daha çok sayıklarsın Türkiye’nin Garantörlüğü”nün çok güvendiğin ve sırtını dayadığın Batılı Devletlerin, Osmanlı döneminde yaptıkları gibi, baskısı ile kaldırılmasını ve Türk Silahlı Kuvvetlerinin adayı terk etmesini…