DOĞU AKDENİZ’DE DOĞALGAZ KRİZİ YÜKSELİYOR
Prof. Dr. Ata ATUN / Yeni Vizyon Gazetesi
Eski adı ile Levant olan Doğu Akdeniz bölgesinde doğalgaz krizi bayağı ciddi boyutlara ulaşmaya başladı.
Türkiye ve Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından desteklenen ve Suudi Arabistan’ın hışımından kurtarılan Katar’ın Emiri Hamad Bin Halifa al Thani, 25 Şubat günü Yunanistan’ın başkenti Atina’ya resmi bir ziyaret yaptı. Liar marka kişisel jet uçağı ile Atina’daki Eleftherios Venizelos havaalanına indikten sonra geceliği 12 bin Avro olan “Hotel Grande Bretagne” otelinin Kral Dairesine giden Katar Emiri, otelden hiç çıkmamacasına 3 gün Atina’da kaldı ve hem resmi hem de ticari görüşmeler yaptı.
Ticari görüşmeleri ve Yunanistan hükümet yetkilileri ile yaptığı görüşmeler çok önemli. Bir yerde de Doğu Akdeniz’deki doğalgaz krizini tetikleyici içerikte. Özellikle Exxon-Mobil grubunun yetkilileri ile Atina’da görüşmesi ve Exxon-Mobil grubunun Katar Petrol Şirketi ile ortaklaşa Kıbrıs Rum tarafının tek taraflı ilan ettiği 10. Parselde ortaklaşa ilkbaharda arama ve sonbaharda da sondaj yapmasına karar verilmesi Türkiye ve KKTC açısından bir takım sıkıntılar çıkaracak önemde.
Kıbrıs Rum tarafının tek yanlı ilan ettiği Münhasır Ekonomik Bölge içindeki 10. parselde Exxon-Mobil-Qatar Petroleum konsorsiyumuna ait 2 gemi arama ve sondaj faaliyetlerine 5 Mart günü başlıyor. Sondaj ise Ekim ayında yapılacak.
Güçlü bir Amerikan şirketi olan Exxon-Mobil şirketinin kirasında bulunan Ocean Investigator ve Med Surveyor adlı arama ve sondaj gemileri şu anda Doğu Akdeniz’de bulunuyor. Ocean Investigator adlı sondaj gemisi Atina’nın güney doğusundaki, Türkiye düşmanı teröristlerin eğitildiği “ünlü” Lavrion şehrinin açıklarında demirli. Med Surveyor adlı gemi ise İsrail’in liman kenti olan Hayfa’nın 350 kilometre (190 deniz mili) açığında, Kıbrıs adasının güneyinde demirli. Her iki gemi Exxon-Mobil-Katar Petrol konsorsiyumunun aldığı ortak karara göre gerektiği sayıdaki sondaja Ekim ayında başlayacak.
ABD hükümeti ise Suriye’deki durumun kendi kontrollerinden çıkması nedeni ile 6.Filosunu Akdeniz’e göndermek kararını aldı.
İşin ilginç yanına ve büyük tesadüfe göre, 10. Parselde başlayacak arama ve sondaj işlemleri tam da 6. Filonun Doğu Akdeniz’e geleceği tarihle çakışıyor. ABD’nin gerçekte vermek istediği mesaj, “ABD, Rumların tek yanlı Münhasır Ekonomik Bölge ilanını ve bu bölge üzerindeki egemenlik haklarını tanımaktadır ve 10. Parselde Exxon-Mobil-Katar Petrol konsorsiyumunun yapacağı işlemleri de desteklemektedir. Türkiye’nin müdahalesi olursa da gerektiğinde 6. Filo söz konusu arama ve sondaj gemilerini koruma görevini yapacaktır.” demeye getiriyor.
Tesadüfe bakın ki, Suriye’deki olumsuz gelişmeler nedeni ile ABD Deniz Filosundan 4 gemi, USS New York (LPD-21), USS Iwo Jima (LHD-7), USNS William McLean (T-AKE-12) ve USS Oak Hill (LSD-51) 28 Şubat Çarşamba günü Cebelitarik boğazından Akdeniz’e giriş yaptı. Hedefleri Levant, daha doğrusu 10. Parselin yer aldığı Güney Batı Kıbrıs açıkları ile 3. Parselin yer aldığı Mağusa Körfezi arasındaki bölge.
Göstermelik amaç, Suriye’ye olası müdahale.
Gerçek amaç, Pazartesi günü 10. Parselde arama işlemlerine başlayacak olan Ocean Investigator ve Med Surveyor adlı gemilere muhafızlık etmek ve olası bir Türk müdahalesine mani olmak.
Anastasiadis bu nedenle dün yaptığı açıklamada “Türkiye ve Kıbrıs Türk liderliğinin isteksizliği nedeniyle Kıbrıs müzakerelerinin yeniden başlaması imkansız” dedi. Güvencesi ABD ve AB. İstediği ise asırlardır yaptıkları gibi Batılı devletlerin Türkiye’ye yapacakları baskılar ile Kıbrıs adasına tamamen hakim ve egemen olmak…