Adaletli Bir Vergi Sistemi Getirilmelidir

ADALETLİ BİR VERGİ SİSTEMİ GETİRİLMELİDİR

Türk ekonomisinin lokomotifi olan KOBİ'ierin ödeme sorunları yaşadığı bir dönemde gündeme gelen vergi affının can simidi olduğunu belirten Akgerman, vergisini düzenli ödeyen KOBİ'ler için de "adaletli bir vergi sisteminin uygulanması gerektiğini vurguladı.

Kamuoyunda vergi affı olarak bilinen 22.07.2016 tarih 1310 sıra sayılı "Kamu Alacaklarının Yeniden Yapılandırılmasına İlişkin Kanun Tasarısı" ile vergi borçlarına yapılandırma getirilmesini memnuniyetle karşıladıklarını belirten BASİFED Yönetim Kurulu Başkanı Levent Akgerman, sadece vergi affı ile adaletli bir sistem inşa etmenin mümkün olmayacağını belirtti. Vergisini zamanında ödeyemeyen işletmeler için olumlu bir adım olarak gündeme gelen vergi affının, öte yandan vergisini zamanında ödeyen KOBİ'ler için bir haksızlığa dönüşmemesi gerektiğini vurgulayan Akgerman, federasyon olarak önerilerini de şöyle aktardı: "Vergi affı genel olarak pozitif bir ortam yaratacaktır. Bundan kuşku duymuyoruz. Bu nedenle vergisini zamanında ödeyememiş işletmeler için olumlu olan bu vergi affı, öte yandan, vergisini zamanında ödemiş KOBİ'ler için ise büyük bir haksızlık anlamına geliyor. Vergisini belki de kredi kullanarak ödeyen, bu konuda hassasiyet sergileyen işletmelere haksızlık yapılmaması adına önerimiz, SGK prim ödemelerinde uygulanan yöntem olacaktır. SGK primlerini zamanında ödeyen işletmelerin kullandığı indirim avantajı, vergi kalemlerinin tamamında uygulanabilir." diye belirtti.

Bölgesel kalkınma konusunun da vergi kapsamında ele alınması gerektiğini ifade eden Akgerman, bölgesel teşviklerde desteklenecek sektörlerin İstatistiki Bölge Birimleri Sınıflandırması (İBBS) 2'ye göre belirlenmesi ve destek oranlarının bölge içindeki illerin gelişmişlik durumuna göre tespit edilmesinin de önem taşıdığını söyledi.

“İSTİSMARI ENGELLEYECEK VE ALACAKLILARI KORUYACAK YENİ BİR DÜZENLEMEYE İHTİYAÇ VAR."

Resmi Gazete'de yayımlanan Kanun Hükmündeki Kararname (KHK) ile iflas erteleme taleplerinin OHAL süresince yasaklanmasını BASİFED olarak olumlu gördüklerini ancak OHAL kapsamında yapılan dondurma faaliyetinin gerçek anlamda ihtiyacı olanlara sıkıntı doğuracağını ifade eden Akgerman, gerekli incelemelerin yapılarak istismar eden ile zorunlu olarak iflas erteleme alanların ayırt edilmesi gerektiğinin altını çizdi. Mevcut haliyle ciddi bir sorun ve istismar kaynağı olan bu yapının, içinde bulunulan süreçte yasaklanmasının ve geçmişten alınacak derslerle kısa vadede yeniden toparlanıp daha gerçekçi bir hale getirilerek yürürlüğe sokulmasının doğru olduğunu düşündüklerini kaydeden Akgerman; "Bu çerçevede gerçekten finansal zorluk yaşamakta olan iyi niyetli firmalar ile birlikte alacaklıları koruyacak, ancak istismarı da engelleyecek nitelikte yeni bir düzenleme yapılması gerektiğine inanıyoruz." diye ifade etti.

"ULUSAL VARLIK FONUNUN BAŞARILI OLMASI İÇİN ŞEFFAFLIK VE PROFESYONEL YÖNETİM ŞART."

Ekonomik büyümeye gelecek 10 yılda, yıllık, yüzde 1.5 ilave katkı sağlaması hedeflenen Ulusal Varlık Fonu'nun kurulmasına ilişkin de değerlendirmede bulunan Akgerman; "G20 ülkeleri arasında, ulusal varlık fonu bulunmayan tek ülke maalesef ki Türkiye'dir. Ülkemizi ve milletimizi bir adım daha ileriye taşıyacak bu alandaki eksikliklerin bir an önce giderilmesi gerekmektedir. Bu fonun başarılı olması için şeffaflık ve profesyonel yönetim şarttır. Tabii ki ülke çıkarları anlamında siyasetin de "ulusal varlık fonları" yönetiminde etkisi olacaktır. Ancak kurumsal yönetim, denetim ve yatırım kararlarının ekonomik temellere bağlı olması, fonun başarısı ve sürdürülebilirliği için de olmazsa olmazdır." diye ifade etti.

Proje bazında Ekonomik Koordinasyon Kurulu tarafından desteklenmesine karar verilen yatırımların, hiçbir imtiyaz beklenmeden, hazine ve kamu yararı gözetilerek önünün açılmasını dilediklerini kaydeden Akgerman, sözlerini "Bu yönde yüksek katma değerli, yüksek teknoloji yatırımlarının ve kaliteli bilimsel eğitim kurumlarının, özellikle ilave teşviklerle desteklenerek, uzun vadede Türkiye'yi daha rekabetçi, daha refah, bağımsız, fikri hür vicdanı hür bireylerin yaşadığı bir ülke haline getirmek ana hedef olmalıdır." cümleleri ile tamamladı.